“Suç ve Ceza, İvan İliç’in Ölümü, Doktor Jivago gibi dünyaca ünlü pek çok esere ilham kaynağı olan kitap!”
Rus düşüncesinin özgün isimlerinden birisi olan Vladimir Odoyevski, edebî yaşamını Rus Geceleri (1844) adlı romanıyla taçlandırmıştır. Roman, alışılmışın dışında felsefe, estetik, müzik, tarih, bilim ve din gibi çeşitli alanları kendinde meczeden bir tür “polifonik” yazın tarzında kaleme alınmıştır. Eserin konusu, dört arkadaşın geceleri bir araya gelerek yaşam ve ölüm, eski ve yeni, basitlik ve karmaşıklık, Doğu ve Batı gibi temel dikotomiler ekseninde hayatın anlamı üzerine yaptıkları tartışmalarından oluşmaktadır. Rus edebî düşüncesinin “Kierkegaard”u olan Odoyevski’nin bu romanı Suç ve Ceza, İvan İliç’in Ölümü, Doktor Jivago gibi dünyaca ünlü pek çok eserin de ilham kaynağı olmuştur. Odoyevski’yi özgür kılan en önemli husus ise diğer yazarlardan farklı olarak hiçbir politik ve düşünsel akım içerisinde yer almamış olmasıdır. Slavcılığın öncülerinden olan Homyakov’a yazdığı bir mektubunda şöyle der: “Tuhaf bir kaderim var; sizin nazarınızda Batıcı ve ilerlemeci iken Petersburg nezdinde düpedüz gerici ve mistik birisiyim. Böyle görünmem hoşuma gitmiyor değil çünkü bu, hakikate götüren tek bir ince yol üzerinde olduğumun bir işaretidir.” – Prof. Dr. Nebi Mehdiyev
“Bizde bu tür yazarların sayısı çok değildir. Knez Odoyevski’nin çelişkileri, sayısız laf cambazlarımızın doğrularından çok daha sahih ve derindir. Odoyevski’nin tüm hayatını tek bir kelimeye sığdırmak mümkündür: Tefekkür.” − Vissarion Belinski
Odoyevski, çok yönlü bir fikir adamı olmasının yanı sıra Rus düşünce tarihinde anlaşılması en güç isimlerden birisidir. Kimi görüşlerinin birbiriyle açık bir şekilde çelişmesi günümüzde bile ciddi tartışma konusudur. Odoyevski’nin iç dünyası ve dış dünyayla ilişkisinin en önemli dışavurumu, yirmi yıllık bir birikiminin sonucu olan ve bu arada Türkçeye ilk defa çevrilmekte olan Rus Geceleri adlı romanıdır.
Vladimir Fyodoroviç Odoyevski (1804-1869); knez, yazar, müzikbilimci, filozof.
Eski Odoyevski ailesinin son knezi. İyi bir eğitim alan Odoyevski, tarih, felsefe, müziğin yanı sıra anatomi, fizyoloji, fizik, kimya ve uygulamaları bilimleri de tahsil etti; eski Slavca, Latince, Grekçe gibi eski dillere ve Fransızca, Almanca, İtalyanca, İngilizce ve İspanyolca gibi modern dillere hakimdi. Odoyevski’nin hâl tercümesi üç evrede ele alınabilir.
İlk Moskova Dönemi: Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden Odoyevski amcası tarafından himaye edilmiştir. Okul yıllarında Dekabristler ile tanışarak toplumsal ve siyasal olaylara ilgi duymuştur. Ayrıca bu dönemde mistisizm üzerine de yoğun okumalar yapmıştır.
San Petersburg Dönemi: Başkent’e yerleşen Odoyevski burada evlenmiş ve eşiyle birlikte, müzikten bilime kadar her türlü konuların tartışıldığı ve dönemin Puşkin, Krılov, Griboyedov, Gogol, Lermontov, Turgenev, Dostoyevski, Gonçarov gibi pek çok ünlü yazar ve aydının katıldığı bir edebiyat merkezi kurmuştur. Bu dönemde Odoyevski doğa bilimleriyle daha çok ilgilenmesinin yanı sıra gazetecilik yönüyle de öne çıkmıştır.
Son Moskova Dönemi: Bu dönemde bilimsel çalışmalar ve mistisizmden epey uzaklaşan Odoyevski, kendisini daha çok maarife adamıştır. Senatör seçilen ve pek çok resmî görevde bulunan düşünür, devletin uyguladığı politikalar ve katı sansüre şiddetle karşı koymuştur. Hayatının son yıllarını fakir insanlara yardım etmekle geçirmiş; öyle ki eşine (çocukları yoktu) miras olarak hiçbir şey bırakmamıştır.
Odoyevski, çok yönlü bir fikir adamı olmasının yanı sıra Rus düşünce tarihinde anlaşılması en güç isimlerden birisidir. Kimi görüşlerinin birbiriyle açık bir şekilde çelişmesi günümüzde bile ciddi tartışma konusudur. Odoyevski’nin iç dünyası ve dış dünyayla ilişkisinin en önemli dışavurumu, yirmi yıllık bir birikiminin sonucu olan ve bu arada Türkçeye ilk defa çevrilmekte olan Rus Geceleri adlı romanıdır.