Aile Bireyleriyle Aktif İletişim Kurmak, Muhabbeti Aile Hayatına Hâkim Kılmak …
Pek çok babaya göre, çocuklarla anneleri ilgilenmeli, anneliğin yanı sıra babalık da yapmalıdırlar! Hâlbuki ailede herkes kendi boşluğunu doldurur. Anne “annelik” işlevinde kalmalı, “baba” çocuklarına babalık yapmalıdır. Görevden kaçmalar ya da görev kaymaları (annelerin, babalık görevini de üstlenmeleri gibi) çocuklarda derin bir “açlık” başlatır: Anne-baba açlığı.
“Baba açlığı”, çocuğun fiziksel, ruhsal ve duygusal olarak baba özlemi çekmesinin adıdır. Gerçekten de sadece bizim çocuklarımız değil, özellikle gelişmiş dünyanın hemen hemen tüm çocukları, çağın getirdiği şartların da bir gereği olarak “baba açlığı” çekiyor.
İşte bu sebeple diyoruz ki “Babalar eve dönsün!”
Tabii gerçek anlamda eve dönmekten söz ediyoruz. Gerçek anlamda eve dönmek; eve iş getirmemek, televizyon karşısında uyuklamamak ve pineklememek, aile bireyleriyle aktif iletişim kurmak, yani muhabbeti aile hayatına hâkim kılmak anlamına geliyor.
Sağlıklı bir toplum için “Babalar eve dönsün!”
1945 yılı başında Rize ilinin Pazar kazasına bağlı Hisar köyünde dünyaya geldi. 1971`de İstanbul`da gazeteciliğe başladı. Muhabirlik, araştırma-inceleme, röportaj ve fırka yazarlığı yaptı. Gazete, dergi ve şirket yöneticisi olarak çalıştı. Gazeteciliğini muhabir ve röportajcı olarak sürdürürken, Niyazi Birinci adıyla çocuklara yönelik eserler üretti. Yüzlerce çocuk romanı, hik3aye yayınladı. Asıl çıkışını tarihi romanlarıyla yaptı. İlk romanı Sunguroğlu ve ardından yazdığı Buhara Yanıyor, ülkenin en çok satan romanlarından oldu. Genelde Osmanlı`nın çeşitli dönemlerini ele alan otuzu aşkın roman yazdı. Hâlen ulusal yayın yapan Moral Fm radyosunda günlük yorumlar yapıyor ve bir günlük gazetede köşe yazarlığını sürdürüyor.
Yazar, evli ve üç çocuk babasıdır.