Gözlerini yumdu. Kalbine dokundu ve “Muhammed” dedi kadın!O vakit çekildi sular, tufan durdu.”Muhammed” dedi, ateşi güle değdi.“Muhammed” dedi, kuyu sonsuz kapılara açıldı.Bir kez daha “Muhammed” dedi. Aşk ile gül ile ümit ile gözleri ötelere uzandı. Bu kez anladı, bulmuş olmanın tarifsiz sevinciyle.Kalın bir defter çekti önüne, “Kurtuluşun Sırrı” diye yazdı başlık sahifesine. Altına daha küçük harfler ile ekledi:“Yalnız benim kurtuluşuma değil, tüm yaratılmışların...”Defteri bir kenara itti. Üzerinden geçtiği tüm isimlerin kapısına bir kez daha gitti. Aradığı ismi bulmuştu ama ismi bilmek yetmezdi karanlığının aydınlanmasına...Bildiğinin üzerinden hissede hissede geçmeli ve yaşamalıydı her zerresiyle...

1987 yılının Ağustos ayında Adana’da dünyaya gözünü açtı. Çukurova’nın sıcağında dünyaya gelmiş olsa da kendini bildi bileli yağmura, uçuşan sonbahar yapraklarına, gökyüzünün lacivert teninde gezinen sonbaharın puslu nefesine hayran oldu. İkindi vaktinin söylediklerine kulak kesildi, günlerden Cuma’ya, aylardan Nisan’a, renklerden yeşile müptela oldu. Mor rengin rüyasında imtihana tutuldu. Kimliklerin ardından seslenen insana dudak büktü her daim, insan olmaktan daha büyük bir gayeye; Allah’a kul olabilmekten daha büyük bir makama inanmadı. Katsayının gölgesinde Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi oldu; Çukurova’nın kalbinde Baraja karşı Radyo TV yayıncılığı ve öğreticiliği okudu. Kalbi Edebiyata dönük olduğu için mutmain olmadı. Şimdilerde Anadolu üniversitesi Sosyoloji bölümü okumakta…