Adıyaman’ın Gerger kazasına bağlı Çobanpınar köyünde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini doğduğu topraklarda tamamladı. Gazete ve dergilerde ilk yazıları yayınlanmaya başladığında henüz bir lise öğrencisiydi. 1986 yılında İpsala Sarıcaali köyü karakol komutanı olarak askeri vazifesini yaparken ilk romanı, aynı zamanda da ilk kitabı olan “Hüzün Çiçeği”ni kaleme aldı. Askerlik dönüşü İstanbul’a yerleşip fiili gazeteciliğe başladı. Gözünü daldan budaktan sakınmayan, düşündüğünü söyleyen kişiliği önüne o günlerin netameli mevzuu yakın tarihi sürükler. Gazeteciliğinde üzerine gittiği, araştırdığı, röportajlarla zenginleştirdiği bu çalışmaları daha sonra “Yakın Tarihimizin Anlatılamayan Hikâyesi” başlığı altında altı kitapta topladı.1992 yılında bütün hedef ve ideallerine sırt dönüp bir ticâri tezgahın başına geçtiğinde henüz otuz iki yaşındaydı. Arkasında dokuz kitap, bir yığın yazı, konferans ve televizyon programı ve kendi çapında şöhret bırakmıştır. Ben ne yaptım, deyip uyandığında arkasına bir çeyrek asır daha atmıştır. Kısmen dünyayı kazanmış ama bu, onun ruh dünyasını tatmin etmemiş, acılarını dindirmemiştir. Düşünmek için yaratılmış olduğuna inanan yazar, zaman zaman bir ilkokul mezununun ticarî başarılarının arkasından şaşkınlıkla bakmıştır. 1992’de bıraktığı yere dönmek için kolları sıvar ama yirmi beş kayıp yılı vardır. Tek tesellisi kitapların yol göstericiliği yerine bu çeyrek asırda hayatın kılavuzluğundan ders almış olmasıdır. Küçücük bir tesellidir bu.Elif Öğretmen, bu çeyrek asrın olgunlaştırdığı meyvedir. Bir bakıma Doğu Gerçeği ve Müslüman Kürtler’in tamamlayıcısı bir roman. Yazar, bu ülke ve milletin birlik ve saâdetine hizmet edecek bir unsur olarak gördüğü Elif Öğretmen’e kırk yıllık meşguliyeti olan Kürt meselesini taşır.
Yazar; lirik bir şiiri andıran bu romanı, hayatının bir yerde varlık sebebi olarak görüyor.
0% |